Gelenek Olarak “Kız Kaçırma” ve İslami İlkelere Aykırılığı
Kız kaçırma adeti, İslam öncesi toplumlarda kök salmış bir uygulamadır ve İslam’da Allah’ın Şeriatına aykırı olarak kabul edilir. Yasaklanmış olmasına rağmen, Kafkasya, Orta Asya, Güneydoğu Asya’da Hmong halkı, Meksika’da Tzeltal halkı ve Avrupa’da Roman toplulukları gibi bazı kültürlerde bu gelenek hâlâ devam etmektedir. Bu bölgelerde kız kaçırma, aile onayı almak için kızın ailesini karar vermeye zorlayan bir yöntem olarak görülür. İslam’da ise bu uygulama, Şeriat rehberliğinden sapılan cahiliye dönemiyle ilişkilendirilir.
İslami Evlilikte Veli’nin Rolü
İslami hukukta, veli rızası olmadan yapılan bir nikah geçerli sayılmaz. Veli, genellikle gelinin babası veya babasının yokluğunda bu görevi ona devrettiği bir erkek akrabadır. Veli’nin görevi, evlilik teklifini objektif bir şekilde değerlendirmek ve Şeriat’a uygun olarak gelinin haklarını korumaktır. Ancak Kafkasya gibi bazı bölgelerde, babanın veli rolü zaman zaman başka bir aile üyesine devredilir veya göz ardı edilir ki bu da Şeriat’ın öngördüğü temel sorumlulukları yerine getirmeyebilir. Kız kaçırma ise, veliye ve geline baskı yaparak rızalarını zorla almakta, İslami ilkelere aykırı bir durum yaratmaktadır.
Evlilikte Gönüllü Rıza Prensibi
İslam’da, evlilikte gerek gelin gerekse velisinin rızası olmadan yapılan bir nikah geçersizdir. Veli rızası, zorlamadan ve tam farkındalıkla verilmiş olmalıdır ki, ancak bu şartlarda nikah hukuki ve manevi geçerlilik kazanır. Bu gönüllü rıza ilkesi, evlilik dışında tüm akdi anlaşmalara da uygulanır. Ticaretten evliliğe kadar her türlü anlaşmanın geçerliliği için tarafların özgür iradeleriyle rıza göstermesi şarttır.
Ayrıca, gelinin de rızası şarttır. Gelin evliliğe razı olmazsa, veli onay vermiş olsa bile nikah geçersizdir. Bazı âlimler, nikahın ancak gelinin kabulüyle bağlayıcı hale gelen “askıda” bir durumu olabileceğini ifade ederler. Gelin rıza gösterene kadar evlilik ilişkisinin başlaması İslam’a aykırıdır. Bu, bireysel tercihin önemini vurgular ve nikahın ancak karşılıklı rıza temelinde, baskıdan uzak bir şekilde gerçekleşmesini güvence altına alır.
Zorlama: Onura Yapılan Saldırı
Kız kaçırma adeti, gelinin ailesinin onuruna yapılmış bir saldırıdır ve velinin haklarını ihlal eder. Zorla rıza alındığında, veli objektif ve dikkatli bir karar alma yetisini kaybeder, gereksiz baskı altına alınır. Bu tür müdahaleler, veliyi nikahı reddetmeye veya istemeyerek onay vermeye zorlayabilir ki bu kararların hiçbiri gerçekten gönüllü veya sağlıklı bir onay sayılmaz. Zorla kabul edilen anlaşmalar, İslami hukukun ruhuna ve kurallarına aykırıdır.
Evlilikte Zorlamanın İslam’da Yasaklanması
İslam, evlilikte zorlamanın her türlüsünü, ister kız kaçırma yoluyla olsun, isterse gelinin ailesine veya veliye yapılan psikolojik baskıyla olsun, kesin bir dille yasaklar. Gerçek bir nikah, sadece yasal bir anlaşma değil, aynı zamanda samimiyet, karşılıklı saygı, hakların korunması ve onura dayalı kutsal bir bağdır. Bu amacı çarpıtan gelenekler Şeriat’a aykırıdır ve evlilikteki güven temelini zayıflatır.
Allah en doğrusunu bilir ve Onun rehberliği daima insanlığın iyiliği içindir.